Bölgedeki okullarda okuyan 8-15 yaş grubundaki çocuklara arkeolojiyi sevdirip tanıtmak amacıyla dernek bünyesindeki Arkeo Park’ta başlatılan proje sayesinde şimdiye kadar 2 bini aşkın öğrenciye deneyim yaşatılarak arkeoloji eğitimi verildi.

Eğitimleri İstanbul’dan gelip bölgeye yerleşen 40 yıllık mimar Erol Uzun veriyor. Uzun, “Didaktik olmaktan uzak durarak, çocuklara eğlenceli bir deneyim yaşatarak arkeolojiyi sevdirip farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” diyor.

Bölgede başlayan kazı çalışmalarının henüz ören yeri ilan edilip devlet tarafından gerekli kamulaştırmaların resmen yapılmadığını hatırlatan Uzun şu bilgiyi verdi: “Bu yüzden buradaki eserlerin korumasını hâlâ biz üstleniyoruz. Bekçilik maaşları da biz ödüyoruz. Bölgenin sahip olduğu değerleri çocuklarımıza anlatmak için de ‘Küçük Arkeolog’ adlı projeyi başlattık. Çocukları gruplar halinde derneğe alıp önce slayt gösterisi eşliğinde arkeoloğun yaptığı iş hakkında bilgi veriyoruz. Çocuklara bütün antik yazarların kitaplarında işaret ettiği yerlerin ilk kazıda bulunamayacağını ama kazıların mutlaka devam ettirilmesi gerektiğini anlatıyoruz. Bulunacak eserlerin de insanlık tarihinin nasıl geliştiğini gösterdiğini söylüyoruz.”

Arkeo Park’da deneyimsel eğitim

“Slayt gösterisinden sonra çocukları bahçeye alıyoruz” diyen Uzun şöyle devam ediyor: “Bahçede Arkeo Park adıyla minik bir alan yaptık. Alana, küçük objeler, replikalar gömüyoruz. Çocuklara bunları bularak oyun eşliğinde mini bir kazı deneyimi yaşatıyoruz.  Toprağın altındaki nesneye zarar vermemeleri için kazıyı yavaşça yapmalarını söylüyoruz. Bulunan nesneler temizlenip fotoğrafları çekildikten sonra çocukları masa  başına alıyoruz. Masa üstüne daha önce hazırladığımız şekillden oluşan taslağı koyup, buldukları eserleri buradakiyle eşleştirip yanına açıklamasını yazmalarını istiyoruz. Oyun şeklinde tasarladığımız bu etkinlikle hem arkeolojik eserleri hem de doğayı koruma bilincini geliştiriyoruz. Eğitimlerden sonra çocuklara antik kıyafetler giydip sertifikalarını veriyoruz. ”

Masa başı eğitiminde bölgemizdeki Kazdağı’nın kendine özgü endemik 41bitki türü olduğunu bunun korunması gerektiğini de anlattıklarını belirten mimar Uzun şu bilgiyi veriyor: “Bölgedeki ilk ve ortaokullardan şimdiye kadar 2 bini aşkın öğrenci bu eğitimlerimize katıldı. Pandemi döneminde ara vermek zorunda kaldık. Geçenlerde eğitim için 90 öğrenci geldi. Eğitimlere katılım konusunda yoğun talepler alıyoruz. Ancak Arkeo Park’ın ve derneğimizin bulunduğu alanın kaldırabileceği kapasitede grupları kabul ediyoruz.

Cep telefonlarına ilgileri azaldı

Eğlendirerek ve deneyim yaşatarak eğitmeye yönelik projeleriyle ilgili güzel geri dönüşler aldıklarını belirten Uzun, “Burada mitoloji anlatırken, Truva, tahta at, ilk güzellik yarışması, Afrodit gibi desten-hikayeler eşliğinde anlatıyoruz. Öyküleştirilerek yapılan anlatımlar da çocukların ilgisini çekip, akıllarında kalmasını sağlıyor.”

Uzun, Andandros’un Küçük Arkeologları projesinde eğitim alan bir çocuğun annesine ilişkin bir anısını da şöyle anlatıyor: “Birgün bir kadın bana ‘Erol bey siz çocuklara ne yapıyorsunuz böyle ? diye sorunca bana kızacağını sandım. Meğer sandığım gibi değilmiş. Şöyle ki çocuğu eskiden cep telefonunu hiç düşürmüyormuş. Eğitimlere katıldıktan sonra cep telefonuna olan ilgisi bayağı azalmış. Bunun üzerine anne, ‘bu nasıl bir eğitim ki oğluma cep telefonunu unutturdu? Sorusunun yanıtını bulmak için benle konuşma ihtiyacı duymuş.”

Mimar Uzun açıklamalarını şu cümleyle noktalıyor: “Çocuklara bizim dönemin sokaklarda oynanan oyunlarını da öğretiyorum. Onlar da ellerindeki cep telefonunun sürekli birinci olmaya koşullandıran yarışından kurtulup, arkadaşlarıyla birlik beraberlik içinde oyunlar oynayıp sosyalleşiyorlar.”