Proje
kapsamında uzmanlardan oluşan bir ekiple birlikte “Türkiye’de Tarım
Topraklarının Dünü, Bugünü ve Geleceği” raporu hazırlandı. Türkiye’de tarımın
topraklarının sorunlarıyla birlikte çözümlere de yer verilen raporda, toprak
koruma ve iyileştirme yöntemlerine, buğday tarımı özelindeki koruyucu
uygulamalardan, toprağın iyileşmesi için önerilere kadar uzanan önemli teorik
ve pratik bilgiler aktarılıyor. Proje kapsamında ayrıca Eskişehir’de yürütülen
pilot tarımsal üretim çalışmalarında ise uygulanan anıza ekim yöntemi ile dekar
başına mazot tüketimi 6 litreden 0,9 litreye düşerken, su veriminde artış
sağlandı. Pilot bölgede uygulanan yöntem ve teknikler videolar ve eğitim
kitapları aracılığıyla binlerce çiftçiye iletilerek farkındalıkları sağlanacak.
2008 yılından bu yana
Türkiye tarım sektörünü ve buğday tarımını geliştirmek için iş birliği yapan ve
çok önemli projeleri hayata geçiren Eti Burçak ve WWF-Türkiye (Doğal Hayatı
Koruma Vakfı) ortak çalışmalarında
yeni bir sayfa açtılar. Türkiye’deki tarım topraklarının sağlığına kavuşmasına
katkıda bulunmayı hedefleyen “Sağlıklı Toprak Hareketi” projesi kapsamında
uzmanların katılımı ile “Türkiye’de Tarım Topraklarının Dünü, Bugünü ve
Geleceği” başlıklı bir rapor hazırlandı. Raporda tarımın temeli olan toprağın
karşı karşıya bulunduğu sorunlar, Türkiye topraklarının durumu ve toprağı
koruyan tarım yöntemleri ele alınıyor.
Rapora
göre, dünya ortalamasının neredeyse iki katı erozyona maruz kalan Türkiye’de
yaklaşık 5 milyon hektar arazi tarıma elverişli olmadığı halde yanlış tarımsal uygulamalar
kullanıldığı için daha da tahribata uğruyor. Raporda Türkiye’nin tarım ve gıda
üretim yöntemlerine ilişkin sürdürülebilir yaklaşımlar ve toprağın
iyileştirilmesi için yapılması gerekenler de aktarılıyor.
“Sağlıklı Toprak Hareketi”
projesinin bir parçası olarak hazırlanan “Türkiye’de Tarım Topraklarının
Dünü, Bugünü ve Geleceği” başlıklı rapor ve bu rapora istinaden Eskişehir’de pilot
çiftliklerde toplam 50 dekar tarım arazisi üzerinde gerçekleştirilen
uygulamalar Eti Gıda İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, Eti Gıda Pazarlama
Grup Başkanı Zeynep Dipçin Akdoğan ve WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma
Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin katıldığı bir basın toplantısıyla
tanıtıldı.
Basın toplantısında
konuşan Eti Gıda İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, Türkiye’nin ilk
lifli bisküvisi olarak 1978 yılında pazara sundukları Eti Burçak’ın uzun
yıllardır en sevilen markalardan biri olmasında, ciddi bir bilgi birikimi ve
üst düzey bir uzmanlığın yanı sıra çiftçinin alın teri ve özveriyle
yetiştirdiği buğdayın yüksek kalitesinin de önemli rol oynadığını vurguladı.
Hakan Polatoğlu sözlerine şöyle devam etti; “Tarımın ve özellikle de buğday
tarımının gelişimi ve sürdürülebilirliğine odaklanarak, sorunların çözümüne
katkıda bulunmak amacıyla WWF-Türkiye ile 2008 yılından bu yana sürdürdüğümüz
bu iş birliği bizim için büyük bir önem taşıyor. Küresel iklim krizi günümüzde
tüm gerçekliğiyle karşımızda duruyor. Gezegenimiz ve insanlığın geleceği için
iklim değişikliği ile mücadele ederken, aynı zamanda sürdürülebilir bir
yaklaşımla gıda güvencesini de sağlamak zorundayız. Bu amaçla WWF-Türkiye ile
süregelen birlikteliğimizi iklim krizi ile mücadele ve gıda güvencesinin
sağlanması kapsamında önemli bir kaynak olan “toprak” özelinde yoğunlaştırma
kararı aldık.”
Eti
Gıda Pazarlama Grubu Başkanı Zeynep Dipçin Akdoğan ise iklim kriziyle mücadele ve doğaya
uyum konusunda toprağın önemli bir role sahip olduğunu, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil
Mutabakat Çağrısı dahil birçok küresel politika çerçevesinde doğrudan ve
dolaylı olarak toprağa atıfta bulunduğunu vurguladı. Sürdürülebilir tarımsal
üretim ve gıda güvencesi sağlanmadan sürdürülebilir bir geleceğin mümkün
olamayacağına hatırlatan Akdoğan, şöyle devam etti: “İklim
değişikliğinin hem ekolojik hem de ekonomik olarak yıkıcı etkilerini her geçen
gün daha fazla görmeye başladığımız bu kritik dönemeçte artık fazla zamanımız
kalmadı. Binlerce yıldır bizleri besleyen bu yorgun
toprakları korumak ve iyileştirmek için doğanın çalışma ilkeleriyle uyumlu
sistemler kurup uygulamaktan başka çaremiz yok. Güzel haber ise
topraklarımızı korumamız ve yenilikçi yaklaşımlarla yeniden canlanmasını
sağlamamız mümkün.”
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) iş birliği
ile ülkemizin tarım
topraklarının sağlığı ve bereketi için Sağlıklı
Toprak Hareketi’ni başlattıklarını ifade eden Zeynep Dipçin Akdoğan sözlerini
şöyle sürdürdü; “Sağlıklı Toprak Hareketi projesiyle ülkemizde tarım yapılan
toprakların kalite ve verimliliğinden ödün vermeden korunması ve
iyileştirilmesi yönünde katkı sağlamayı ve bu konuda toplum nezdinde
farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Öncelikli hedef kitlemiz olan çiftçilerimizi
toprak koruma yöntemlerini uygulamaları için teşvik etmeyi hedefliyoruz.
Kamunun önderliği ve iş birliğiyle tarım toprağını korumaya yönelik politika ve
uygulamaların yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak istiyoruz.”
Daha
sonra söz alan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı
Pasinli ise şöyle konuştu: “Bugün sizlerle, gitgide artan tüm dış etkenlere göğüs geren
ama artık yorgun ve yıpranmış olan, gıdamızın kaynağı toprağımız için bir
aradayız. Gerek doğal sebepler gerekse de insan müdahalesiyle bize besinlerimizi
sunan üst toprağımızı neredeyse sonuna kadar kaybettik. Yanlış uygulamalar
sonucu, canlı, yaşayan bir topraktan, ölü ve uçuşan bir toza dönüşmekte
topraklarımız. Vakıf olarak benimsediğimiz ve yaygınlaşması için çalıştığımız
onarıcı tarım uygulamaları ise toprağımızı korumayı önceliklendiriyor. Bu
sayede rüzgarla, yağışla kaybettiğimiz topraklar yerine; yaşayan, bereketli
topraklara tekrar kavuşmak, toprağımızın sağlığını sürdürülebilir kılmak
mümkün.”
Eti Burçak desteği ile
başlattıkları Sağlıklı Toprak Hareketi Projesi hakkında bilgi veren ve bu
çalışmanın önemini vurgulayan Pasinli, “Bu proje kapsamında bizler
gezegenimizin iyiliği, topraklarımızın sağlığı için, tek sağlık bakış açısı ile
özel sektör, kamu, sivil toplum birlikteliği ile harekete geçtik. Umuyorum ki
tüm bu çabalar, yaşayan, dayanıklı, bereketli topraklarımızda sağlıklı gıda
üretimi yolculuğuna ışık tutacak” dedi.
