Bu yıl 11'incisi düzenlenen OLIVTECH -
Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı ile İzmir Kahve
Fuarı – 2. Kahve, Kahve Ekipmanları ve Sarf Malzemeleri Fuarı, büyük ilgi görüyor.
Lezzet ve teknolojiyi buluşturan iki fuar kapsamındaki söyleşilerde, “Dünyada
ve Türkiye’de zeytinciliğin güncel durumu ve gelecek öngörüleri” ile “Türk
kahvesinin 500 yıllık öyküsü ve yeni nesil yapım teknikleri” konuşuldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından 23-25 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 11. OLIVTECH - Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı ile İZFAŞ ve TACTFAIR iş birliği ile 23-26 Mayıs tarihlerinde yapılan 2. İzmir Kahve Fuarı-Kahve, Kahve Ekipmanları ve Sarf Malzemeleri Fuarı, sektör profesyonelleri, üreticiler, tüketiciler ve meraklıları için önemli bir buluşma noktası oldu. OLIVTECH Fuarı kapsamında, Ticaret Bakanlığı, Uluslararası Zeytin Konseyi ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi tarafından düzenlenen söyleşide, “Dünyada ve Türkiye’de zeytinciliğin güncel durumu ve gelecek öngörüleri” konuşuldu. Uluslararası Zeytin Konseyi İcra Direktörü Jaime Lillo ve Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğin moderatörlüğü Ticaret Bakanlığı’ndan Yönetim Hizmetleri Daire Başkanı Çilem Çatalbaş ve Ticaret Uzmanı Didem Baykara tarafından gerçekleştirildi. Çatalbaş, “Markalaşma ve uzun dönem sürdürülebilir ihracat hedefleri içinde hem ülkemizin hem sektörümüzün, yüksek kazanca, kaliteye ve teknolojiye ulaşmasını hedefliyor ve bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türk markalarının daha çok tanındığı, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Japonya gibi yüksek gelir grubundaki ithalatçı ülkelerde lider ihracatçı ve markalaşmış ülkelerin rakibi olan bir sektör olmayı hedefliyoruz” dedi.
İki
sene üst üste üretimde azalma görülmekte
Toplantıya çevrimiçi olarak katılan
Uluslararası Zeytin Konseyi İcra Direktörü Jaime Lillo, “Şu anda dört kıtadan
20’ye yakın ülke üyemiz var. Türkiye’nin de üye olduğu Konseyimiz, ayrıca
gözlemci ülke niteliğinde olan Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve
Brezilya gibi ülkelerle de işbirliği yapmakta. Bunun yanında özel sektörle
düzenli bir diyalog yürütmek amacıyla kurulan bir danışma komitemiz de
bulunmakta. Son 30 yıldır dünyada zeytin ve zeytinyağı üretimi ikiye katlanmış
durumda. Dünyadaki en büyük beş tüketici ve beş üretici ülkeden biri Türkiye.
Son 10 yılda ise dünyada ilk defa iki sene üst üste üretimde azalma görülmekte.
İklim değişikliğinin zeytinyağı üretimi üzerindeki etkisine şimdiden tanık
oluyoruz. Özellikle Akdeniz bölgesinde bu eğilimi görüyoruz. Öngörülemeyen hava
koşullarıyla başa çıkmak ve üretim ve tüketim dengesini kurmak için
Konseyimizin standardizasyon ve araştırmaya yönelik uzun süredir devam eden
çalışmaları var. Zeytin ağacının beşiği olan Akdeniz havzası dışındaki
coğrafyalarda da zeytin ve zeytinyağı üretimindeki büyümeyi desteklemek için
çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Zeytin
ağacı sayısı 202 milyona ulaştı
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan da “Ülke olarak bir miras üzerinde
oturuyoruz. Türkiye, zeytin ağacının ana vatanıdır. Bunu bilerek üretimimizi,
tüketimimizi, ihracatımızı arttırmalıyız. 2007 yılında kurulan Ulusal Zeytin ve
Zeytinyağı Konseyi, Türkiye’de ilk kurulan konseydir. Uluslararası Zeytin
Konseyi neyse Türkiye’de de Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi odur. Sektörün
bileşenlerinin içinde olduğu, ortak akılda buluştuğu çatı kuruluştur. Hedef çok
önemlidir. Hedef başarının kutup yıldızıdır. 2007 yılında bir hedef koyduk.
Zeytin alanını 660 bin hektardan 1 milyon hektara, zeytin ağacı sayısını 144
milyondan, 180 milyona çıkarmayı hedefledik. 2023 Cumhuriyetimizin kuruluşunun
100. yılında, zeytin ağacı sayımıza baktığımız zaman şu anda 202 milyon.
Zeytinyağı üretimi ise 115 bin tonlardayken geçtiğimiz yıl 421 bin tonla dünya
hedefi ikinciliğe ulaştık. Bizim Konsey olarak en onurlu hedefimiz, zeytin
ağacını ana vatanında layık olduğu yere getirmektir. Gelecek öngörümüz dünyada
birinci ülke olmak. Binlerce yıllık kültür birikimi, müthiş bir iklim ve toprak
koşullarına sahibiz. Zeytinyağı ihracatımız, 70 bin tondan 150 bin tona çıktı.
Ülkemizde, resmi ağaç sayımızın üstüne her yıl ilave olarak 5 milyon zeytin
fidanı dikilmekte. Güneydoğu Bölgemizde özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi’nde
öyle arazilerimiz var ki dünyaya yetecek kadar zeytinyağı üretebiliriz. Türkiye
sofralık zeytinde dünya birincisidir. Kaliteli üretim bizim şiarımızdır” diye
konuştu.
Türk
kahvesinin inceliklerini anlattı
İzmir Kahve Fuarı kapsamında
gerçekleştirilen söyleşiler de ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Türk kahvesi
ile ilgili çalışmalarıyla tanınan kahve yazarı ve eğitmen Atilla Narin, “Türk
kahvesinin 500 yıllık öyküsü ve yeni nesil yapım teknikleri” başlıklı oturumda
konuştu. Atilla Narin, Türk kahvesinin dünyanın ilk nitelikli kahvesi olduğunu
belirterek, “Kahve, 500 yıldır Türklerin hayatında önemli bir yere sahip. Türk
kahvesinin tarihine baktığımızda kökleri Etiyopya’ya, dalları bir Arap
Yarımadası ülkesi olan Yemen’e kadar uzansa da Osmanlı coğrafyasında kimliğini
kazanan kahvenin Avrupa’ya tanıtılması Türkler aracılığıyla olmuştur. Kahvenin Türkiye’ye girdiği 16. yüzyılın
ortalarından itibaren kahve ile Türkler arasında tutkulu bir ilişki kuruldu.
Kahve bitkisinin Türkiye’de yetiştirilmesi ne kadar imkansız olsa da kahve
çekirdeklerini kavurmaktan başlayıp fincana dökene kadar olan süreçte Türkler
tarafından geliştirilen hazırlama yöntemi Türk kahvesi olarak bilinir” dedi.
Türk
kahvesi nasıl hazırlanmalı?
İyi bir Türk kahvesini nasıl yapılması
gerektiğini de anlatan Atilla Narin, “Suyun sıcaklık derecesi, kahve yapısı,
kahvenin yapılacağı cezve, içine konulacağı fincanın yapısı ve kahvenin sunumu
çok önemli. Türk kahvesi pişirilirken köpük rengi, dolgunluğu ve yapısı dikkate
alınır, kremamsı kıvam aranılan özelliklerdir. Büyük hava kabarcıkları olmaması
gerekmektedir. Telvenin içerken dipte kalıp ağza gelmemesi önem taşır.
Öncelikle iyi bir çekirdek, doğru kavrularak, doğru biçimde taze olarak
öğütülmeli. Bir fincan için yedi gram kahve kullanın, kahveyi kalın bakır cezve
içerisine boşaltın, üzerine kullandığınız fincanın hacmi ki yaklaşık 70
mililitre kadar suyu gezdirerek boşaltın. Fazla acılaşmayı engellemek için oda
sıcaklığında ılık su kullanın,
kullanılan su arıtma suyu ve temiz bir su olmasına özen gösterin, musluk
suyu kullanmayın, tüm kahvenin suyla teması için 8-10 tur karıştırın, orta derece
ateşte pişirin ve demlenme esnasında kesinlikle karıştırmayın. İki – iki buçuk
dakika demlenme süresinde kaynamadan ocaktan alın ve altı geniş, üst kısmı ise
dar olan fincan tercih edin. Kahveyi içmeden önce de tepkimenin sona ermesi
için bir dakika bekleyin. Biraz su ile damağınızı temizledikten sonra kahvemizi
afiyetle içebilirsiniz” diye konuştu.