2024 yılı Ekim ayında kapılarını açan Lummi Restoran, Mardin’in 85 yıllık tarihi dokusunda hayat bulan eşsiz atmosferiyle bölge gastronomisine ve kültürel mirasa önemli katkılar sunuyor.
350 kişilik geniş terasıyla Mezopotamya Ovası ve Mardin
Kalesi manzarasını bir araya getiren Lummi, yalnızca bir restoran değil; aynı
zamanda çok yönlü bir yaşam alanı. Farklı alanlardan oluşan yapısı sayesinde
her türlü özel etkinlik için ev sahipliği yapabiliyor.
Mardin’de İş Dünyasına Yeni Bir Vizyon: “Amacımız Sadece Kazanmak Değil, Kalplere Dokunmak”
Mardin’in tarihi dokusunda hizmet veren ve kısa sürede
dikkat çeken işletmelerden biri, sadece hizmet kalitesiyle değil, toplumsal
sorumluluk anlayışıyla da fark yaratıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Metin Baday,
yaptığı açıklamada işletmelerinin vizyonunu ve topluma katkı odaklı projelerini
kamuoyuyla paylaştı.
“Biz çok farklı bir vizyonla yola çıktık,” diyen Baday,
sözlerine şöyle devam etti:“Amacımız, misafirlerimize sadece lezzet ve eğlence
sunmak değil; onları tarihin ruhuyla buluşturmak. İnsanların bu eşsiz şehirde,
geçmişin izleriyle iç içe mutlu vakit geçirmesini istiyoruz. Aynı zamanda
Mardin’in tarihsel gelişimini ve kültürel zenginliğini yaşatmayı da kendimize
görev biliyoruz.”
Kazancın Kalbe Dönüştüğü Bir Model:
Baday, ticari başarının yanı sıra sosyal sorumluluk
projelerine de büyük önem verdiklerini vurguladı. Her ay işletme cirosunun
%2’sini sokak hayvanlarına ayırdıklarını ifade eden Baday, yakın zamanda bu
projeye bir yenisini daha ekleyeceklerini duyurdu:
“Yeni projemiz kapsamında ciromuzun yüzde 7’sini LÖSEV’e
bağışlayacağız. Çünkü biz sadece para kazanmayı değil, insanların hayatlarına
küçük ama anlamlı dokunuşlar yapmayı önemsiyoruz. Mardin’e ve bu topraklarda
yaşayan herkese karşı bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz” dedi
Kent Kültürü ve Vicdan Buluşuyor:
Metin Baday’ın bu vizyoner yaklaşımının, Mardin’de yalnızca
iş dünyasına değil, sosyal yaşam ve kent kültürüne de ilham verdiği
belirtiliyor. Kentin tarihi güzelliklerine değer katan bu anlayışın;
duyarlılık, aidiyet ve toplumsal etki kavramlarını yeniden tanımladığını
inanılıyor.