Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “1 Mart’tan itibaren
kriterleri yerine getiren illerimizde beklentileri karşılayan adımlar
atılacaktır” açıklamasından memnuniyet duyduklarını söyleyen Avdagiç, kademeli
normalleşme adımlarının 15 milyon nüfusa sahip olan ve ülkemiz Gayri Safi
Yurtiçi Hasılası’nın yüzde 31’ini oluşturan İstanbul ekonomisi için ayrıca
önemli olduğunu vurguladı.
Hizmetler sektöründe ‘servis taşımacılığı, turizm-otelcilik,
sağlık hizmetleri ve tıbbi malzemeler, fuarcılık, kültür-sanat, spor
faaliyetleri, yeme-içme’ gibi kısıtlamalar sebebiyle kapalı olan birçok alt
sektörün yer aldığını hatırlatan Avdagiç, koronavirüs sebebiyle hizmetler
sektörünün nasıl toparlanacağının hâlâ temel risk kaynaklarından biri olduğu bu
dönemde normalleşme adımlarının büyük önem taşıdığını kaydetti. Şekib Avdagiç,
“İstanbul’da pandemi önlemlerinin dönüşlerini almak zamana yayılsa bile,
COVID-19 tedbirlerini tam şekilde alarak, kademeli normalleşmeyi İstanbul için
özelleştirmek, ülkemiz ekonomisine önemli katkı sağlayacaktır” ifadesini
kullandı.
Avdagiç, şöyle devam etti: “Hükümetimizin özellikle
hizmetler sektöründeki gibi ‘alandaki şirketleri’ ayakta tutmak için verdiği
tüm desteklere teşekkür ediyoruz. Öte yandan inancımız o ki, istihdam kaynağı
olan bu işletmelerimize en büyük teşvik, bu işyerlerimizin kontrollü bir süreç
altında faaliyete yeniden geçmelerini sağlamak olacak. 1 Mart’tan itibaren
kademeli normalleşme, hem maddi açıdan hem de sektörlerimizi motive etmesi açısından
2021’in geri kalan aylarındaki gidişatı da olumlu etkileyecektir. Kademeli
normalleşmenin, sağlık tedbirleri de ihmal edilmeden İstanbul’dan başlaması
pandemi hasarının telafisi için ülkemize kazanç olur.”
Bilimsel normalleşmenin kriterleri neler olmalı?
Prof. Dr. Bengi Başer, normalleşmenin kriterlerini şöyle
sıraladı:
Vaka sayısı önemli bir kriter. Burada risk grupları düşük,
orta yüksek ve çok yüksek diye ayrılmalı. Orta seviye 100 binde 50 kişinin altı
diye kabul ediliyor. Öncelikle bu sağlanmalı.
Arkasından testlerdeki pozitif oran dikkate alınmalı. Yüzde
5’in altına indiğinde düşük risk olarak kabul ediliyor. Bu oran yakalandığında
o kentte kademeli olarak önce eğitimden başlanarak açılma olabilir.
Eğitimin açılması için okulların altyapılarının ayarlanması
şart. Öğretmenlerin tamamı aşılandıktan sonra, sınıfların ısıtma, havalandırma
ve seyreltme kriterleri sağlanmalı. Ardından açılma başlamalı.
Bir kriter de varyantlar. Varyant yayılım hızı mutlaka
hesaplanmalı. Örneğin 150’nin üzerindeyse yüksek risk görüp kesinlikle açılım
olmamalı.
Bir diğer önemli kriter ise hastanelerin doluluk oranı.
Yığılma görüldüğü an o kentte açılma ertelenmeli.
Kafe ve restoranların kapalı salonlarına şu anda izin verilmemeli.
Açılım olduktan sonra da denetimler sıkılaştırılmalı. Test sistemi de şikayet
üzerine değil, belli periyotlarda aksatılmadan yapılarak virüs kontrol
edilmeli. Aşılama oranı yüzde 50’yi geçtikten sonra bile test ve denetim devam
ettirilmeli. (www.dunya.com)