Buğday
Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından pestisitlerin zararları konusunda
farkındalık yaratmak ve Türkiye'de pestisit kullanımını azaltmak amacıyla
yürütülen Zehirsiz Sofralar Projesi kapsamında 15 Şubat'ta bir basın gezisi
düzenlendi. Bursa Karacabey'de 20 yıldır organik tarım yapan Şaban Burhan'ın
çiftliğine yapılan ziyarette basın mensuplarına proje hakkında bilgi verildi,
zehirsiz üretimin nasıl mümkün olabildiği örneklerle anlatıldı.
Çok sayıda basın mensubunun katıldığı gezide araziler incelendi, alternatif yöntemler ve uygulamalar yerinde gözlemlendi. Basın mensuplarına açıklama yapan ve pestisitlerin sıklıkla anıldığı üzere tarım ilacı değil, zehir olduğunu ifade eden Zehirsiz Sofralar İletişim ve Kampanya Koordinatörü Turgay Özçelik, endüstriyel tarımda zehir kullanımının tam bir çılgınlık boyutuna vardığını, bir elmaya soframıza gelene kadar ortalama 16 kez pestisit uygulandığını ifade etti: “Pestisitler toprağımızı, suyumuzu, havamızı kirletiyor; bizi, arıları, kuşları, faydalı böcekleri zehirliyor. Özellikle çocuklar pestisitlerin zararlarından en çok etkilenen grup. Yapılan araştırmalar anne sütünde, bebek mamalarında, bebeklerin göbek kordonlarında bile pestisit kalıntılarına rastlandığını gösteriyor.”
Buğday
Derneği Koordinasyon Kurulu Üyesi Oya Ayman yaygın kanının aksine, pestisitlere
mahkum olmadığımızı, zehirsiz de üretebilmenin mümkün olduğunu söyledi.
“Organik tarım, onarıcı tarım, agroekoloji gibi pek çok yöntem; biyolojik
mücadele, kültürel mücadele gibi pek çok teknik ile zehirsiz üretim yapmak
mümkün. Türkiye'de yüzlerce üretici bu yöntem ve teknikleri kullanarak
sürdürülebilir bir şekilde üretim yapıyor. Bugün ziyaret ettiğimiz üreticimiz
Şaban Burhan bunlardan biri. Biz tüketicilere çok şey düşüyor. Alışveriş
yaparken sağlıklı gıdayı tercih etmek, zehirsiz ürünü tercih etmek, Şaban Burhan
gibi doğa dostu yöntemlerle üretim yapan çiftçilerimizi desteklemek anlamına
geliyor.”
Dünyanın
çocuklarımıza ait olduğunu ve onlara yaşanabilir bir dünya bırakmanın görevimiz
olduğunu ifade eden organik tarım üreticisi Şaban Burhan, herkesin sağlıklı gıda
yiyebilmesi için organik üretim yaptığını belirtti. “Otu, böceği öldüren
pestisitler, insanı da öldürüyor. 20 yıl önce tarımı hiç bilmezken, şimdi
organik yöntemlerle 200 dönüm arazide 85 çeşit ürün yetiştirebiliyor ve
geçimimi sağlayabiliyorum. Kendi çocuklarıma ve herkese sağlıklı gıda
yedirebilmek için çalışıyorum. Buğday Derneği'nin öncülüğünde kurulan %100
Ekolojik Pazarlar'da ürünlerimi satabiliyorum.”
Pestisit kullanımının toprağa zarar verdiğini ifade eden Burhan, “tarım zehirleri tüm böcekleri öldürüyor. Bu sefer, arkadan daha yoğun, güçlü ve direnci artmış bir zararlı popülasyonu geliyor. Oysa bizim kullandığımız biyolojik mücadele gibi organik tarım yöntemlerinin ‘dost işçilerimiz’ dediğimiz uğur böceği ve arılara hiçbir zararı yok, sadece zararlıyı öldürüyor. Böylece bizim dost işçilerimiz çoğalıyor.” dedi. Organik üretimin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Burhan, alım garantisi veren projelerle tarımın sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini ifade etti. “Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin alım garantisi verdiği proje dahilinde siyez buğdayı ekiyorum. Çiftçi eğer ana kalemlerde sözleşmeli tarım yapabilirse atıl ürün olmaz ve çiftçimiz geçimini sürdürebilir.”
Zehirsiz Sofralar Mümkün
Türkiye’de
pestisit kullanımı son dört yılda %51 artmış durumda. Pestisit, endüstriyel
tarımda mantar, böcek, yabani otlara vs. karşı kullanılan kimyasalların genel
adı. Ancak “tarım ilacı” olarak bilinen pestisitler iyileştirmiyor; toprağı,
suyu, havayı, insanları, hayvanları zehirliyor. Bitkilere uygulanan pestisitlerin
sadece yüzde 2’si uygulandığı alanda kalıyor; geriye kalan yüzde 98’lik kısım
havaya, toprağa ve suya karışıyor.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan bazı pestisitler hayvan deneyleri dikkate alındığında, insanlar için ”kanserojen olması kuvvetle muhtemel olanlar” ya da ”muhtemel kanserojen” olarak sınıflandırılıyor. Pestisitler üzerine yapılan çalışmalar, çiftçiler ve tarım işçileri üzerindeki akut etkileri dışında, alınan miktarlar görece küçük olsa da, uzun süre boyunca maruz kalındığında insanlarda kronik hastalıklara da neden olabildiğini göstermektedir. Pestisitlerin insanların sinir ve hormonal sistemine zarar verdiği biliniyor. Ayrıca araştırmalar pestisit kullanımı ile sarkomlar (bir tümör grubu), multipl miyelomlar, prostat, pankreas, akciğer gibi kanser türleri, beyin tümörleri, bilişsel ve psikomotorik fonksiyonlarda bozulmalar ve depresyon arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Çocuklarda öğrenme ve dikkat eksikliği, duyusal eksiklikler veya gecikmiş gelişim, pestisite maruz kalma sonucu en sık görülen nörolojik bozukluklar arasında yer alıyor.
Sağlığa etkilerinin yanı sıra su, toprak, biyolojik çeşitlilik, iklim üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle Buğday Derneği olarak “tarım ilacı” ve “pestisit” yerine, nasıl fareler için kullanılan pestisite “fare zehiri” deniliyorsa, “tarım zehiri” kavramını kullanmayı öneriyoruz. Şaban Burhan’ın ve onun gibi pek çok doğa dostu üreticinin deneyimleri, zehirsiz üretimin mümkün olduğunu kanıtlıyor. Tarım zehirlerine mahkum değiliz, pestisit kullanmadan da gıdamızı yetiştirebiliriz.
100’ün
üzerinde kurum ve inisiyatifin yan yana
gelerek oluşturduğu Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, 23 Kasım 2019’da “Tüm
Canlılar İçin Zehirsiz Sofralar” başlığıyla bir imza kampanyası başlattı.
Kampanyada Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek
seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve pestisitlerde
kullanılan 13 etken maddenin öncelikle ve ivedilikle yasaklaması talep
ediliyor.